2 Mart 2017 Perşembe

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları MEB 2016-2017 Sayfa 204-206

9. sınıf Türk dili ve edebiyatı dersi roman konusu 5. ünite değerlendirme çalışmaları soruları ve cevapları sayfa 204-206

“Rabia'nın ilk müzik dersi böyle geçti. Günden güne Vehbi Dede'nin öğrettiği, Kur'an okumaktan çok başka olan bu müziğin içten gelen vurgularına alışıyor, benimsiyordu. Ve en karışık usulleri dizinde vurmayı öğrendikten sonra hocası eline bir tef verdi. Parmaklarının gergin deri üzerinde dolaştırarak, vurarak çıkardığı seslerin, zillerin şıkırtısıyla kaynaşması pek hoşuna gidiyordu.”
Halide Edip Adıvar

1. Bu metinden hareketle aşağıdakilerden hangisi/hangileri hakkında bilgi edinilebilir? İşaretleyiniz.
(X) Özetleme tekniği
(X) Anlatma tekniği
( ) Çatışma
(X) Bakış açısı
( ) Gösterme tekniği
 
2. Roman ile ilgili aşağıda verilen bilgilerden hangisi yanlıştır?
A) 15. yüzyılda ortaya çıkmış bir edebî türdür.
B) Olay çevresinde gelişen, anlatmaya dayalı metindir.
C) Olaylar bir kurgu çevresinde gelişir.
D) Olaylar bir anlatıcı tarafından okuyucuya aktarılır.
E) Roman, durum ve olay anlatma bakımından ikiye ayrılır.

3. Aşağıdaki boşluklara, roman kişileri ile ilgili verilen bilgiler doğru ise “D”, yanlış ise “Y” yazınız.
(Y) Olaylar mutlaka insanlar çevresinde gelişir.
(D) Kişiler olay örgüsünde üstlendikleri işlevlere göre önemli hâle gelirler.
(Y) Kişiler önem sırasına göre okuyucuya tanıtılırlar.
(D) Kişiler olay örgüsünde tutum ve davranışları ile bireysel veya toplumsal bazı değerleri temsil eder.
(D) Kişilerin kendi içlerinde yaşadığı çatışmalar temel çatışmadır.
(D) Romanlarda olay örgüsünün ortaya çıkması için şahıs kadrosundan en az ikisinin bir arada olması gerekir.

4. Aşağıda verilen parçaların hangi bakış açısı ile kaleme alındıklarını açıklayınız.
“Sonra etrafımda yaşayan şeylerde teselli aramaya koyuldum. Elime geçirdiğim taze bir yaprağı yanağıma, dudaklarıma sürüyor; bahçede bulduğum cılız bir kedi yavrusunu göğsüme bastırıyor, nefeslerimle ısıtıyordum. Daha olmazsa kendi kendime: "Feride, aptallığın lüzumu yok. Biraz gayret. Biliyorum ki, yaşamak için artık güler yüzden, cesaretten başak sermayen kalmamıştır." diyordum.
Bu neşenin uydurma, uçucu bir şey olduğu malum. Varsın öyle olsun. Kapalı bir mahzende sızan bir ışık parçası, yıkık bir duvarın taşları arasında açılmış cılız bir çiçek, her şeye rağmen bir varlık, bir tesellidir.”
Reşat Nuri Güntekin
Kahraman anlatıcının bakış açısıyla kaleme alınmıştır.

“Bu sefer atını Balıkesir tarafına sürüyordu. Soğuktulumba'yı geçtikten sonra zeytinliklerin arasındaki şosede büsbütün hızlandı. Biraz evvelki dondurucu rüzgâr hep devam ediyordu. Kendisini yine şaşırtacak kadar kısa bir zamanda Havran'a geldi ve şehre girmeden, mezarlığın kenarından dolaşarak, çayın öbür yakasına geçti. Hiç bir şey düşünmüyor, sadece kaçmak, hayatının en korkunç devirlerini geçirdiği bu yerlerden mümkün olduğu
kadar çabuk uzaklaşmak istiyordu. Nereye olursa olsun! Dağ başlarına, kimsesiz ormanlara veya kalabalık şehirlere!.. Yalnız adamakıllı uzak ve kimsenin onu bulamayacağı bir yere!..”
Sabahattin Ali
İlahi (Tanrısal) bakış açısıyla kaleme alınmıştır.

“Onu ilk defa gördüğüm zaman dayımın yüzünde hepimizi o kadar çeken ve korkutan o çocuk ifadesinin manasını anladım, diyebilir miyim? Yaşım bu dikkate müsait miydi? Burasını bilmiyorum. Fakat omzuna yavaşça el koyup "Sevgili dayıcığım, beraber oynasak olmaz mı?" demekten kendimi zor almıştım. fiunu da söyleyeyim ki bu tam bir felaket olurdu. Çünkü dayımın bütün ev halkını titreten o korkunç hiddetlerinden birini coşturabilirdim.
Atölyeye dayımdan başka kimse giremezdi. Meğerki evin hem uşağı, hem de seyisi ve arabacısı olan Kerim Ağa olsun. Kerim Ağa dayımın iş arkadaşıydı. ‹kinci memnu mıntıka, dayımın o esnada noksanlarını yahut fazlalıklarını büyük bir gayretle tamamlamağa çalıştığı banyo dairesi -o zamanki adıyla gusülhane veya hamam- idi.”
Ahmet Hamdi Tanpınar
Kahraman anlatıcının bakış açısıyla kaleme alınmıştır...

“Ama bu gecelerin beni asıl şaşırtan yanı, gündüzleri heybetleri ve kıyafetleriyle dıştan bakanlarda ihtişam, özlem, imrenme, belki biraz ürküntü ve saygı uyandıran bu adamların, karanlık çöküp de kendileriyle baş başa kalınca aslında birer çocuk gibi ağlamalarıydı. Hemen hepsinin kalbini kanatan, uzaklarda bıraktıkları bir Leylâ vardı ve ben bazen kendimi onlardan daha şanslı hissediyordum.”
İskender Pala
 
5. Bu parça ilgili aşağıda verilen bilgilerden hangisi doğrudur?
A) Kahraman anlatıcının bakış açısıyla yazılmıştır.
B) Özetleme tekniği kullanılmıştır.
C) Gösterme tekniği kullanılmıştır.
D) Hâkim bakış açısı ile anlatılmıştır.
E) Mekân tasviri yapılmıştır.

“Mamak’tan gölgeler, çocuk yüzleri ve bir güneşin zamansız batışı kalıyor. Bir adam, işte orada, geride, bakışlarımın ucunda, dünyanın tüm şekerlerini pamuk helva yapıp çocuklara dağıtıyor.”
 
6. Yukarıdaki parçada, aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Belirtisiz isim tamlaması
B) İsim fiil
C) Belirsizlik sıfatı
D) Belirtili isim tamlaması
E) Belirsizlik zamiri

7. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde soru anlamı sıfatla sağlanmıştır?
A) Bu saatte nereye gidiyorsun?
B) Burada olduğumu kimden öğrendin?
C) Konsere kaç kişi gideceksiniz?
D) Hanginiz çözecek bu soruyu?
E) Nasıl bir deney yapılacağını biliyor musun?

8. Aşağıdaki cümlelerde geçen isim tamlamalarını bulup türlerini belirleyiniz.
a) “Herkesin kendine göre düzenlediği gerçekleri vardır.” (Belirtili isim tamlaması)
b) “Gölgelerden kurtulan ışıklar sokakların, yapıların, insanların, denizin üstüne düşmüştü.” (Belirtili isim tamlaması)
c) Sürücüler, trafik polislerinin uyarılarını dikkate almalıdır. (Zincirleme isim tamlaması)
ç) Kar yağışı tüm yurtta etkisini sürdürüyor. (Belirtisiz isim tamlaması)

Kaynak: 2016-2017 9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı 204-205-206. Sayfa 5. Ünite Sonu Değerlendirme Çalışmaları Cevapları Meb Yayınları

2 yorum: