21 Ekim 2014 Salı

9. sınıf Türk edebiyatı ders kitabı cevapları Ekoyay Yayınları Sayfa 47

9. sınıf Türk edebiyatı ders kitabı cevapları Ekoyay Yayınları Sayfa 47

Coşku ve Heyecanı Dile Getiren Metinler: Şiir

HAZIRLIK

“Zihniyet” kavramı hakkında bilgi toplayınız.


Zihniyet nedir?
Zihniyet, bir dönemdeki sosyal, siyasî, İdarî, adlî, askerî, dinî güçlerin, sivil toplum örgütlerinin, ticarî hayatın, eğitim etkinliklerinin birlikte oluşturdukları ortam ve bunların hiçbirine indirgenemeyen duygu, anlayış ve zevk bütünüdür. Bir başka deyişle zihni­yet, bir toplumun ya da kültürün bireylerinin duyuş ve düşünüşteki birlikteliğidir.
Sanat eserleri yazıldığı dönemin izlerini taşır. Sanatçılar da bir sosyal çevre içerisinde yaşarlar ve içinde bulundukları sosyal kültürel olaylardan etkilenirler. Bundan dolayı eserlerinde yaşadıkları dönemin zihniyetini yansıtırlar. Bir eseri incelerken o eserin yazıldığı dönemi ve sanatçının özelliklerini göz önünde bulundurmak gerekir.

Zihniyet denince aklımıza neler gelmeli? Kısaca söyleyelim.
Zihniyet denince aklımıza dönemin,
sosyal ve siyasi olayları
kültürü
sanat zevki
insanlar arası ilişkileri
bilimsel ve teknik düzeyi
sürdürülen yaşama biçimi
eğitim anlayışı
gelecek kaygısı
inanç sistemleri gelmelidir.

 “Tema” kavramının anlamını sözlük ve değişik kaynaklardan öğreniniz.

Tema nedir?
Bir sanat eserinin merkezinde yer alan temel duygu ve düşünce demektir.

Konu ile tema birbirinden farklıdır. T ema, bir yazıda işlenen görüş veya düşünceye denir. Konu ise bir yazıda temanın sınırlandırılması, daha somut hâle getirilmesidir. Öyleyse bir metin veya yazıda tema genel, konu ise temaya göre daha özeldir. Tema soyut bir düşünce, konu ise bu soyut düşüncenin daraltılarak somut hâle getirilmesidir. Örneğin “sevgi, ölüm, ayrılık…” birer temadır. Bu somut kavram ya da düşünceler metinde somutlaştırıldığında konuyu oluşturur, konu hâline gelir. Örneğin “Sevginin toplum yaşamındaki yeri, ölüm duygusunun Türk şiirindeki yansımaları” birer konudur.

 Edebî söz sanatları ve imge kavramı hakkında bilgiler derleyiniz.


 Lale Devri ve İstiklal Savaşı yıllarındaki sosyal, kültürel ve siyasi ortam hakkında bilgi edi­niniz. Sınıfa bu dönemlere ait edebî metinler getiriniz.

Lâle Devri’nde Sosyal ve Kültürel Hayat
Lâle Devri, Osmanlı Devleti’nde, 1718 yılında Avus­turya ile imzalanan Pasarofça Antlaşması ile başla­yıp, 1730 yılındaki Patrona Halil isyanı ile sona eren dönemdir. Bu dönemin padişahı III. Ahmet, sadraza­mı Nevşehirli Damat İbrahim Paşa’dır. “Zevk ve sefâ" devri olarak bilinir. Adını, o dönemde İstanbul'da yetiştirilen ve zamanla ünü dünyaya yayılan lale çi­çeklerinden alır. Bu dönem gerileme dönemine dahil olmaktadır.
Lale Devri’nde savaş yapılmamış, kültürel ve sosyal etkinliklere daha çok önem verilmiştir. Bu dönemde ilk matbaa kurulmuş, Avrupa devletlerinde ilk elçilik­ler açılmış, Batı'nın mimari ve süsleme sanatları ilk kez uygulanmıştır. Lale Devri’nin en büyük nakkaşı Levnî'dir.
Lale Devri, başta padişah ve çevresi olmak üzere İstanbul halkı için bir eğlence dönemi olarak dikkat çeker. İstanbul’un ormanlık alanlarında ve boğaz kıyılarında gezinti yerleri yapılmış, buralarda birçok kültür etkinliği yapılmıştır. Sandallarla Boğazın serin sularında romantik turlar moda haline gelmiştir. Şiire büyük bir önem verilmiştir. Dönemin en büyük şairi Nedim’dir. İstanbul insanının o dönemdeki günlük yaşamı, zevkleri ve sosyal ilişkileri Nedim'in şiirlerin­de açıkça görülmektedir.
Lale Devri, Osmanlı Devleti'nin eğlence ve sanata aşırı harcamalar yaptığını ve fetihlerin durduğunu öne süren Patrona Halil adındaki bir yeniçeri komu­tanının çıkardığı ayaklanma ile sona ermiştir.

İstiklal Savaşı Yıllarında Sosyal ve Kültürel Hayat
Osmanlı Devleti'nin çöküş sürecini hızlandıran I. Dünya Savaşı 20. yüzyılın başında geniş bir coğraf­yaya yayılmış ve nihayet 1920’lerin başında Osmanlı Devleti de savaşa dâhil olmuştur. Sevr Antlaşması ve sonrasında Mondros Mütarekesi ile siyasi gücünü iyice kaybeden Osmanlı, artık Batılı devletlerin par­sellediği bir toprak parçası haline gelmiştir.
istiklal Savaşı öncesinde İstanbul halkı büyük bir ümitsizlik içindeydi. Padişah, İstanbul'un işgal edil­mesiyle tamamen İngilizlerin kontrolü altına girmiş, işgal güçlerinin izni olmadan hiçbir faaliyet hatta hiç­bir yazışma yapılamaz olmuştu. Böyle bir ümitsizlik ortamında Mustafa Kemal gizlice Anadolu’ya geçe­rek halkı mücadeleye hazırlamış ve işgale karşı savaşlar başlamıştır.
Savaş yıllarında İstanbul'da çeşitli düşünce akımla­rı önem kazanmış, bunlardan en çok Türkçülük ve İslamcılık etkili olmuştur. Halk bir yandan Kurtuluş Savaşı’nın heyecanını duyarken bir yandan da eko­nomik sıkıntılar yaşamaktadır. Bu dönemin yazarları, eserleriyle halkı Milli Mücadele’ye motive etmiştir. Devlet kurumları işlevini yitirmiş olsa da toplumda güçlü bir kaynaşma ve mücadele duygusu hakim olmuştur. Bu birlik anlayışının oluşmasında edebiyat önemli bir görev üstlenmiştir.

 Ahenk ve ritim kelimelerinin anlamlarını bularak defterinize yazınız.

Ahenk kelimesi “uyum” anlamına gelmektedir. 
Edebiyattaki anlamı: Kelimelerin birbiriyle ses ve anlam bakımından etkileyici bir bütün olması
Ritim: Bir dizede ya da müzikte ses tekrarından doğan ahenktir. Ritim sağlamada ölçü ve duraklar önemli yer tutar.

Şiirde ahengi sağlayan ses ve ritim unsur­larının başında ölçü, uyak, redif, aliterasyon ve asonans gelir.


Derste kullanmak üzere İstanbul’dan bahseden bir haber yazısı ve bir coğrafya metni getiriniz.
 Sınıfa Türk edebiyatının farklı dönemlerine ait şiir metinleri getiriniz.
 Cahit Sıtkı Tarancı, Âşık Veysel, Arif Nihat Asya, Mehmet Emin Yurdakul, Cahit Külebi ve Dadaloğlu’nun hayat, eserleri, fikirleri hakkında bilgiler toplayınız.
 Halk şiiri, divan şiiri, modern şiir, serbest şiir, saf şiir vb. şiir anlayışları hakkında araştırma yapınız.

Bir şiiri, yapboza benzetirsek şiiri meydana getiren parçalar neler olur? Bu parçalar şekil ve anlamca bir araya gelerek bir bütünü nasıl oluşturur? Sözlü olarak ifade ediniz.

“Bir mıh bir nal, bir nal bir at, bir at bir kahraman, bir kahraman bir ordu, bir ordu bir ül­ke kurtarır.” sözünden hareketle parçaların, bir bütünü oluşturmada nasıl bir işleve sahip oldu­ğunu açıklayınız.


Şiirlerde çoğunlukla ele alınan konular nelerdir?
“Şiir sırrın dilidir.” sözü ne anlama gelmektedir? Yorumlayınız.
Bilimsel dil, hukuk dili, tıp dili gibi söz gruplarından ne anlıyorsunuz? Bunların günlük konuşma dilinden farklılıkları nelerdir?
“Şarkı söylemek - sohbet etmek, dans etmek - yürümek, fotoğraf çekmek - resim yapmak” eşleştirmelerinde verilen eylemler arasında ne gibi benzerlik ve farklılıklar vardır? Sözlü olarak ifa­de ediniz.

Gelenek ne demektir? Gelenekle taklit arasındaki fark nedir? Resim, müzik, mimari, şiir gibi alanlarda gelenekten söz edilebilir mi? Nasıl? Açıklayınız.

7 yorum:

  1. çooook sağoll :)

    YanıtlaSil
  2. çoğu sorular yok ama “Bir mıh bir nal, bir nal bir at, bir at bir kahraman, bir kahraman bir ordu, bir ordu bir ül­ke kurtarır.” sözünden hareketle parçaların, bir bütünü oluşturmada nasıl bir işleve sahip oldu­ğunu açıklayınız. gibi

    YanıtlaSil
  3. Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  4. bune yhaa çoğu yok :7 nese saolun genede eyvllah

    YanıtlaSil
  5. çoğusu yok beğenmedim :( neredeyse hepsini kendim yapmak zorunda kaldım

    YanıtlaSil
  6. yarısı yok arkadaş buneya

    YanıtlaSil